SONBAHARLA BİRLİKTE ÇOCUKLARIMIZIN KARŞILAŞABİLECEĞİ ENFEKSİYONLAR

Sonbaharın gelmesiyle birlikte bir takım enfeksiyon hastalıklarının görülme sıklığının arttığını biliyoruz. Okulların açılmasıyla kapalı ortamlara geçmek durumunda kalan çocuklarımız için, havaların serinlemesi, gündüz ile gece arasında ısı farkının artması enfeksiyon geçirme olasılıklarını artırmaktadır. Sonbahar kış aylarında sık karşılaşabileceğimiz enfeksiyonlar üst ve alt solunum yolları enfeksiyonları olmak üzere ikiye ayrılır.

Üst solunum yolu enfeksiyonları soğuk algınlığı, kulak ve boğaz iltihapları, sinüzit, krup gibi hastalıklardır. Alt solunum yolu enfeksiyonları ise zatürre, bronşit ve bronşittir.

SOĞUK  ALGINLIĞI

Çocukların neredeyse tümü mevsim geçişlerinde soğuk algınlığına yakalanmaktadır. Bu nedenle basit gibi görünen ancak uygun tedavi edilmediği takdirde kulak enfeksiyonlarına ya da zatürreye kadar ilerleyebilecek olan bu hastalığa karşı kışa girmeden önlem almak faydalıdır.

Soğuk algınlığı; burun akıntısı ve burun tıkanıklığı belirtilerinin ön planda olduğu ve kas ağrıları, ateş gibi sistemik belirti ve bulguların olmadığı ya da az olduğu viral bir hastalıktır.

Soğuk algınlığı yıl boyunca oluşabilir, ancak görülme sıklığı sonbahar başı ile ilkbahar sonuna kadar en fazladır. Küçük çocuklar yılda ortalama altı-yedi defa soğuk algınlığı geçirirken, çocukların %10-15’i yılda en az 12 defa enfeksiyon yaşar. Hastalığın görülme sıklığı yaşla azalır ve erişkinlikte yılda 2-3 ‘e düşer. Yaşamın ilk yılında sadece evde bakılan çocuklara kıyasla ev dışı gündüz bakım evlerinde kalan çocuklarda soğuk algınlığı %50 fazladır.

Soğuk algınlığı belirtileri tipik olarak viral enfeksiyondan 1-3 gün sonra başlar. İlk fark edilen belirti genellikle boğaz ağrısıdır. Bunu kısa süre sonra burun tıkanıklığı ve burun akıntısı izler, %30 ‘una öksürük eşlik edebilir. Soğuk algınlığı genellikle 1 hafta sürer ama hastaların %10 ‘unda iki hafta da sürebilir.

Soğuk algınlığı olan bir hastayı tedavi eden bir hekimin en önemli görevi daha şiddetli ya da tedavi edilebilir başka durumları dışlamaktır. Bu durumlar: Alerjik rinit, Burunda yabancı cism, Sinüzit, Streptokokal nazofarenjit ve Boğmacadır.

Tedavi destek tedavisidir. Gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmelidir. Varsa ateşin düşürülmesi, burun tıkanıklığının serum fizyolojik kullanılarak giderilmesi, bol sıvı alımı önerilmektedir. Soğuk algınlığı, virüsün doğrudan temas yoluyla yayılması engellenerek önlenebilir. Ortamın sık sık havalandırılması ve el yıkama,  bulaşmayı önlemede basit ama en faydalı yöntemlerdir.

RİNOSİNÜZİT

Rinosinüzit adlandırması sinüzitin yerini almıştır. Burun ve sinüs mukozasında eşzamanlı bir  enfeksiyonun  görülmesidir. Akut ve kronik olarak ikiye ayrılır.

Akut bakteriyel rinosinüzit bakteriyel bir enfeksiyondur. Hemen her zaman başlangıcında soğuk algınlığı vardır. Soğuk algınlığı olan bir çocuk 5-7 günden sonra daha kötüleşiyorsa ya da 10-14 günde tam iyileşme gözlenmiyorsa, akut bakteriyel rinosinüzit düşünülebilir. Etkeni genellikle viral bir enfeksiyonun üzerine ilave olmuş Pnömokok, H. influenza, M. cataralis gibi bakterilerdir.

Tedavisinde; on günde iyileşme göstermeyen, 39oC ya da üstünde ateşi olan ve pürülan burun akıntısı en az ardışık 3-4 gün devam eden üst solunum yolu enfeksiyonlu çocuklarda antibiyotik tedavisi gerekmektedir. Burun temizliği yapılmalı, evde sigara içilmemeli ve çocuğun odası havalandırılmalıdır. Tedavisiz aylarca sürebilir, kronikleşebilir. Tedavi ile süresi genellikle 2 hafta kadardır.

AKUT ORTA KULAK İLTİHABI

Akut orta kulak iltihabı ya da otitis media; kulak ağrısı, ateş, huzursuzluk, iştahsızlık, kusma gibi aniden başlayan belirtilerle birlikte olan, orta kulağın  inflamasyonu olarak  tanımlanır.

Akut orta kulak iltihabı, sıklıkla 3 yaş altındaki çocuklarda görülür. İlk üç yaş içerisinde çocukların 2/3’ü, birden fazla akut orta kulak iltihabı atağı geçirebilir. Erkek çocuklarda, kardeşinde akut orta kulak iltihabı hikayesi olanlarda daha sık görülür. Biberonla beslenme, pasif sigara içimi, kreşe gitme enfeksiyona yatkınlık oluşturur. Kulak ağrısı, ateş, irritabilite (huzursuzluk) sık rastlanan bulgulardır. %30-50 olguda ateş görülür, nadiren 40°C’yi geçer. Ateş nedeniyle gelen ve odak saptanamayan her çocukta kulak muayenesi yapılmalıdır. Baş dönmesi, kulak çınlaması ve işitme kaybı olabilir. Kulak zarında delinme var ise kulak akıntısı olabilir.

Akut orta kulak iltihabı seyri sırasında, kulak zarı perforasyonu, adeziv otit, enfeksiyonun komşu doku organlara yayılımı sonucu menenjit, ekstradural abse, subdural ampiyem, mastoidit, beyin absesi, labirintit ve lateral sinüs trombozu görülebilir.

Akut orta kulak iltihabı tedavi ile bakteriyel eradikasyon sağlanır ve komplikasyonların gelişmesi önlenir. Son yıllarda dünyanın pek çok yerinde, 2 yaşın üstünde ve hasta görünmeyen çocuklarda iki gün antibiyotiksiz bekleme seçeneği kabul görmüştür. İki yaşın altında ya da kulak ağrısı olan ya da ateşi olan çocuklarda antibiyotikler kullanılır. Ayrıca ağrı kesici-ateş düşürücüler kullanılabilir. Antibiyotiksiz bekleme seçeneğinde, eğer 48-72 saatte düzelme olmazsa antibiyotik kullanımına başlanır.

soguk-alginligi2

FARENJİT

1)VİRAL FARENJİT VE TONSİLLİT

Çocuklarda ateş ve boğaz ağrısının %90 ‘nında neden viral enfeksiyonlardır. Ancak %10’u Streptokoka bağlıdır. Viral farenjitlerin dört tane sık görülen tipi vardır.

a) Enfeksiyoz mononükleoz (öpücük hastalığı)

 Beş yaşın üstündeki çocuklarda 2-3 günlük halsizlik, bulantı gibi belirtileri takiben 39 derecelere varan ateş, boğaz ağrısı ve farenjit, ön ve arka boyun bezelerinde şişme ile karakterizedir. Nadiren karaciğer ve dalakta büyüme, sarılık gibi ciddi belirtiler görülebilir. Bazı hastalarda da hafif bir döküntü oluşabilir. Uzun süre yorgunluk, halsizlik görülebilir. Bazen herhangi bir belirti vermeden de geçirilebilir. Etkeni Epstein Barr virüsüdür.

Direk bir tedavisi yoktur. Bazı hastalarda yatak istirahatı gerekebilir. Düzenli doktor takipleri gerekmektedir.

b) Herpanjina

Cocksackie A ve B virüslerinin neden olduğu ateş, boğaz ağrısı ve boğazın arka kısmında yaralar ile karakterizedir. İştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtiler de olabilir.

Virüse bağlı olduğu için tedavisinde antibiyotikler etkisizdir. İstirahat ve bol sıvı alımı önemlidir.

c) Faringokonjunktival ateş

 Ateş, boğaz ağrısı, gözde kızarıklık ve akıntı gibi bulgular görülür. Oldukça bulaşıcıdır. Özellikle kreş ortamlarında hızla çocuktan çocuğa bulaşır. Bazı çocuklarda Adenovirüs yalnızca boğaz enfeksiyonuna da neden olabilir. Boğaz kültürü genellikle negatiftir.

d) El, ayak ve ağız hastalığı

Bu hastalığa birçok Enterovirus neden olur. Ağız içinde aftlar,  ayak tabanında, el içinde ve bazen gövdede döküntü-kızarıklıklarla seyreder. Antibiyotik kullanımı gereksizdir, sadece ateş düşürücü ve bol sıvı alımı önerilir.

soguk-alginligi3

2) BAKTERİYEL FARENJİT

Çocuklarda farenjitlerin ancak %10’u bakterilere (en sık A grubu Streptokok)  bağlıdır. Tedavi edilmemiş Streptokokal farenjitler akut romatizmal ateş, glomerulonefrit, boyunda bezeler, bademcik çevresinde abse, orta kulak enfeksiyonu gibi komplikasyonlar ile sonuçlanabilir. Ani başlangıçlı boğaz enfeksiyonu, yutkunma güçlüğü, ateş, baş ağrısı, boyun bezelerinde şişlik Streptokokal enfeksiyonu düşündürür. Kesin tanı boğaz kültürüyle konur.

Grup A Streptokok enfeksiyonlu çocuklarda bazen belirtilerin başlangıcından 24-48 saat sonra kızıl gelişebilir. Kızıl; yaygın, deride parlak kırmızı üzerine basmakla solan döküntülerdir. Dilde çilek görünümü mevcuttur.

Tedavisinde 10 günlük antibiyotik verilir. Yanıt 48-72 saat içinde genellikle görülür.